Monday, April 5, 2010

Sunday, February 28, 2010

Evde Hayat-4

Uzun zamandir blogumu guncelleyemedik. Maalesef bu iki hafta icinde ben hasta oldum. Ablam Niluferde baslayan hastalik sonra anneme, pesine de her ne kadar hastalik kapmayayim diye ugrassalarda bana gecti. Ust solunum yolu enfeksiyonu yani nezle ve grip oldum. Bayagi zor bir surecten gectim. Hamdolsun enfeksiyon cigerlerime inmedi ve su anda gecmek uzere ins. Dualarinizi eksik etmeyin.


Babam beni cok guzel yakalamis.

Ne demisler ? Babalar ve kızları...

Annem beni Melek yapti. :)

Bu da örtülü görüntüm.

Thursday, February 11, 2010

Wednesday, January 27, 2010

Sunday, January 17, 2010

Evdeki İlk Videom

Evde Hayat-1

Annem bu elbisemi cok sevdi.

Su anda tam aglamak üzere iken çekilen fotoğrafım.

Kurbağalı elbisemde güzel değil mi ?

Oyuncağıma gülerken.

Sunday, January 10, 2010

Son Fotoğraflarım

Evde hayat devam ediyor. Bayağı eve alıştım. Şimdilik haftda en az 3 kere doktor randevum var. Onlara gidip geliyoruz. Elh. su ana kadar hersey iyi inş. bundan sonrada böyle gider. Önemli olan bir an önce büyüyüp bende problem olan akciğerlerimin gelismesi ve mide-bağırsak sistemimin gelişmesi. Genelde her gün ciddi gaz problemim oluyor çok ağlıyorum. Su anda ilaclar kullanıyoruz ama prematüre olduğumdan büyüyünce geçeceğini söylüyorlar. İnş. bir an önce geçer çünkü bazen sabahlara kadar ağrımdan uyuyamıyorum tabii anne-babamıda uyutmuyorum.

Şu anda 3.2 kiloyum. Geçen hafta maalesef hiç kilo alamamışım. O yüzden doktorum bayağı endişelendi. Inş. bu hafta alabilirim.

Civcivli elbisemi çok seviyorum.

İlk kez bu oyuncağa güldüm sesli olarak. Çok hoşuma gitti. Beni çok neşelendiriyor.

Banyo yaptıktan sonra. Kendimi mumya gibi hissediyorum, acaba niye ?

Hayat Devam ediyor







Böyle kundak yapılmayı çok seviyorum.

Wednesday, December 30, 2009

Evde hayat

Gordüğünüz üzere dışarı çıkmaya hazırken. Normalde insan içine çıkmam yasak sadece doktor randevuları hariç. Malum eve geldiğimiz için ve ilk zamanlar olduğu için her hafta 3-4 tane kadar doktor randevum var. Göz doktoru,kalp doktoru,benim kendi prematüre doktorum. Bunlar haricinde evimize haftada bir özel hemşire geliyor ve yine haftada bir gelişimimi takip eden ayrı bir hemşire daha özel bir merkezden geliyor. Yani kısacası bayağı bir yoğunum.

Yatağımın üstündeki bu oyuncağı çok seviyorum. Hem müzik çalıyor hem dönüyor.

Ben ve bebek arkadaşım. Annem bu pozu çok iyi yakalamış.

Ablalarım ve Ben. Sağolsunlar beni bağırlarına bastılar. Malum hastanede iken onların benim yanıma girmelerine izin vermiyorlardı. Tüm hastane süresince beni ancak fotoğraflarımdan görebildiler. Şimdi ise anneme yardımcı oluyorlar sağolsunlar. İnsanın böyle ablaları olması hayatı çok kolaylaştırıyor. Normalde beni Annemler hariç görebilecek kişiler onlar. Aile fertleri dışında kimsenin görmesini istemiyor doktorlar. Ailemde bir sürü önlem ile görebiliyor zaten örneğin dışarıdan gelince üstlerini değiştirip öyle odaya giriyorlar, ellerini devamlı yıkıyorlar ve elleri için dezenfektan kullanıyorlar, ablalarım çok yaklaşmıyor ve ellemiyorlar. Bunların hepsi benim iyiliğim için. İlk bir senem çok hassas ve doktorumuz tekrar hastalanıp hastaneye geri dönmemi istemiyor. Bir çok prematüre bebek maalesef eve gittiklerinde hasta olduklarından tekrar hastaneye dönmek zorunda kalıyormuş. O yüzden çok dikkatli olmamız gerekiyor. Doktorum ilk bir sene sıfır temas diyor. Böyle olunca bize gelecek misafirlerimizin de hasta iken evimize gelmemeleri, gelince aile fertleri ile öpüşüp sarılmamaları ve eve girince hemen ellerini dezenfektan ile dezenfekte etmeleri benim sağlığım açısından hayati öneme sahip.

Şu sıralar prematüre olduğum ve mide ve bağırsaklarım tam gelişmediği için çok ağrım oluyor ve çok ağlıyorum. Büyüyünce zamanla geçecekmiş. Dua edin inş.

Sunday, December 27, 2009

Ev hayatım

Kundak yapılmayı cok sevdiğim için annemler beni sık sık böyle sarıyorlar.

Bu yastığımdada çok rahat ediyorum. Burada mamamı yeyip bazen burada uyuyorum.

Sallanmayı çok sevdiğim için annemler böyle bir şey aldılar. Ben bunun içinde çok rahat ettim. Sallanıp sallanıp uyuyorum.

Bu da diğer salıncağım. Bundada çok rahat ediyorum. Ben burada sallanıp uyurken annem rahat rahat iş yapabiliyor. Diger türlü beni sallaması gerekiyor. İşte 21.yüzyılın pratik anneleri.

Şekilde görüldüğü üzere salıncağımda uyuyup kalıyorum.


Wednesday, December 23, 2009

Evde ilk günlerim...


İlk kez evimi,odami ve ablalarımı görmek cok güzeldi. Tabii insan 4,5 aydır hastanede olunca bunlari yadırgıyor banada öyle oldu. Alışmak biraz zaman alabilirmiş onca doktor,hemşire ve alarm sesinden sonra... İlk gecem zor oldu. Sabaha kadar anne-babamı uyutmadım. Belki yerimi yadırgadıgımdandır,belki karın ağrımdanda olabilir. Eğer biraz daha susmasaydım babam hastaneye götürecekti.


Burası benim yatağım. Çok sevdim. Annem çok güzel yapmış sağolsun.

Başımdaki oksijen tüpüne büyük ihtimal 6 ay bağlı olacagim. Bu gördüğünüz tank yaklaşık 2 hafta idare edermiş. Her iki haftada bir yenileyecegiz.

Yemeğimi bu gördüğünüz yarım ay çeklindeki yastığın içinde yemeyi seviyorum. Gerçektende rahat.

Bu gördüğünüz maymun taa hastaneden beri benimle. O yüzden onu çok seviyorum. Ne zaman görsem bakıyorum.

Monday, December 21, 2009

Nihayet 135 gün sonra Hastaneden çıkış...

Ve sonunda doktorum hastaneden çıkabilirsiniz dedi. Bunun üzerine 135 günlük yani 4.5 aylık hastane maceram sona erdi. İnş.bir daha oralara gitmem.

Çıkıştan önce Doktorum ile son kez fotoğraf çektirdik.Sağolsun o ve ekip arkadaşları gerçekten çok iyiler. Beni iyileştirmek için ellerinden geleni yaptılar ve sonunda Allahın izni ile hastaneden çıkabildik. Bundan sonra kritik bir sene beni bekliyor. Şimdi çıktık ama 6 ay oksijen desteği ile nefes almaya devam edecegim. Bunu evimize getirilen oksijen tüpleri ile yapacağız. İnş. 6 ay sonra bunlara gerek kalmadan kendim nefes alıp vermeye başlayabilecegim. Yalnız ilk 6 ay çok önemli imiş. Bu süre zarfında aile fertleri dışında kimse ile irtibatim olmayacak. Benim dışarıdan izolasyonum evdede devam edecek. Malum bağışıklık sistemim gelişmediği için en ufak Grip ve soğuk algınlığı tipi şeyler benim için çok ciddi problemler doğurabiliyormuş. O yüzden doktorum özellikle sıkı sıkı tembihledi bizi evde sıfır kontakt diye. Evimize hasta olmayan misafirlerimiz gelebilirmiş ama beni göremezlermiş. Ne yapalım biraz daha bekleyeceğiz galiba...

Annem ve ben çıkmaya hazır halde iken.

Arabam,taşınabilir oksijen tüpüm ve ben. Bu tüpün çok daha büyüğü evde beni bekliyor. Bu arada dışarısı nasıl acaba ? Malum dört buçuk aydır hastanedeki odamdan başka bir yer göremedim.

Annem ve çıkış işlemlerimizi yapan Sonya isimli hemşiremiz. Sağolsun çok yardımcı oldu. Gerçi hastane personelinin hepsi çok harika insanlardı. Allah onlardan razı olsun. Şifayı Rabbim veriyor onlarda vesile oluyorlar.

Dualarınızı eksik etmeyin...